Taxen Global Özelgeler

Vergi uygulamalarıyla ilgili olarak son yıllarda verilen bazı özelgeler.

 

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

64597866-120.01.02.10-E.20271

21.09.2018

Konu

:

Vergiye uyumlu mükelleflere indirim uygulamasından yararlanılıp yararlanılmayacağı

 

     

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, …da bulunan depolama tesisinde elleçleme ve terminal hizmetleri veren şirketinizin Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 13/b maddesi kapsamındaki istisnadan kaynaklanan KDV iade alacağını vergi borcuna  mahsuben iadesini talep ettiği, KDV iade dönemlerine ilişkin olarak KDV İadesi Kontrol Raporundaki olumsuzluklar/uyumsuzluklar nedeniyle vergi dairesince mahsup talebinizin eksik yerine getirildiği, bu nedenle …. TL’lik vergi borcunun şirketiniz kusuru dışında gecikme zamlı olarak sonradan tahsil edilmesi nedeniyle 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 121 inci maddesinde yer alan “Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimi” uygulamasından yararlanıp yararlanamayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi” başlıklı mükerrer 121 inci maddesinde; “Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle gelir vergisi mükellefi olanlar ile kurumlar vergisi mükelleflerinden (finans ve bankacılık sektörlerinde faaliyet gösterenler, sigorta ve reasürans şirketleri ile emeklilik şirketleri ve emeklilik yatırım fonları hariç olmak üzere), bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartları taşıyanların yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5’i, ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilir. Şu kadar ki hesaplanan indirim tutarı, her hâl ve takdirde 1 milyon Türk lirasından fazla olamaz. İndirilecek tutarın ödenmesi gereken vergiden fazla olması durumunda kalan tutar, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken tarihi izleyen bir tam yıl içinde mükellefin beyanı üzerine tahakkuk eden diğer vergilerinden mahsup edilebilir. Bu süre içinde mahsup edilemeyen tutarlar red ve iade edilmez. Gelir vergisi mükelleflerinin yararlanacağı indirim tutarı, ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle beyan edilen kazançların toplam gelir vergisi matrahı içerisindeki oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanan gelir vergisi esas alınarak tespit edilir.

 

Söz konusu indirimden faydalanabilmek için;

 

  1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile bu yıldan önceki son iki yıla ait vergi beyannamelerinin kanuni süresinde verilmiş (Kanuni süresinde verilen bir beyannameye ilişkin olarak kanuni süresinden sonra düzeltme amacıyla veya pişmanlıkla verilen beyannameler bu şartın ihlali sayılmaz.) ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olması (Her bir beyanname itibarıyla 10 Türk lirasına kadar yapılan eksik ödemeler bu şartın ihlali sayılmaz.),

 

  1. (1) numaralı bentte belirtilen süre içerisinde haklarında beyana tabi vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunmaması (Yapılan tarhiyatların kesinleşmiş yargı kararlarıyla veya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun uzlaşma ya da düzeltme hükümlerine göre tamamen ortadan kaldırılmış olması durumunda bu şart ihlal edilmiş sayılmaz.),

 

  1. İndirimin hesaplanacağı beyannamenin verildiği tarih itibarıyla vergi aslı (vergi cezaları dâhil) 1.000 Türk lirasının üzerinde vadesi geçmiş borcunun bulunmaması,

 

şarttır.

 

…” hükümleri yer almaktadır.

 

Öte yandan, konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara 301 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin “4.1. İlgili dönem beyannamelerinin kanuni süresi içerisinde verilmiş ve bu beyannameler üzerine tahakkuk eden vergilerin de kanuni süresi içerisinde ödenmiş olması” başlıklı bölümünde yer verilmiştir.

 

Konuya ilişkin olarak, Başkanlığımız KDV İade Müdürlüğünden alınan 11.04.2018 tarih 2624 sayılı yazıda, 3065 sayılı Kanunun 13/b maddesi kapsamında yaptığı teslim ve hizmetlerden dolayı yüklenilen ve indirim yoluyla giderilmeyen katma değer vergilerini muhtelif dönemlerde iade konusu yaparak yeminli mali müşavirce tanzim edilen KDV iadesi tasdik raporu doğrultusunda mahsuben iade talebinde bulundurduğunuz, KDV iade dönemleri için KDV risk analizlerinde ortaya çıkan uyumsuzluklar/olumsuzluklar nedeniyle uyumsuzluklara/olumsuzluklara isabet eden KDV tutarlarının iade alacağından tenzil edilerek mahsuben iade taleplerinin sonuçlandırıldığı, yapılan tenziller nedeniyle sonuçlandırılamayan mahsuben iade tutarları ise kurumunuzca gecikme zammı ile birlikte ödendiği belirtilmiştir.

 

Buna göre, KDV iade dönemleri için KDV risk analizlerinde ortaya çıkan uyumsuzluklar/olumsuzluklar nedeniyle uyumsuzluklara/olumsuzluklara isabet eden KDV tutarlarının iade alacağından tenzilinden sonra sonuçlandırılamayan mahsuben iade tutarlarının kurumunuzca gecikme zammı ile birlikte ödenmesi nedeniyle anılan madde hükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

 

 

 

Sayı

:

64597866-120-E.21169

04.10.2018

Konu

:

Tevkifat matrahının tespiti hk

 

     

 

 

 

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, Bankanızca fon toplam değerinin en az %80’i oranında yabancı para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapan fonlar ile unvanında “Döviz” ibaresi yer alan fonlarda katılma payı alım satımının, ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak pay grubu oluşturmak suretiyle birim fiyatın açıklandığı ve işlem gördüğü para birimine göre TL cinsinden veya yabancı para cinsinden yapılması halinde yatırım fonu katılma payı belgelerinin Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67 nci maddesine göre vergilendirilmesinin nasıl olacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 67 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında,

 

“Bankalar ve aracı kurumlar takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla

 

  1. a) Alım satımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası araçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark,

 

  1. b) Alımına aracılık ettikleri menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçlarının itfası halinde alış bedeli ile itfa bedeli arasındaki fark,

 

  1. c) Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının tahsiline aracılık ettikleri dönemsel getirileri (herhangi bir menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracına bağlı olmayan),

 

  1. d) Aracılık ettikleri menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçlarının ödünç işlemlerinden sağlanan gelirler Üzerinden % 15 oranında vergi tevkifatı yaparlar.

 

Üç aylık dönem içerisinde aynı türden menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı ile ilgili olarak birden fazla alım satım işlemi yapılması halinde tevkifatın gerçekleştirilmesinde bu işlemler tek bir işlem olarak dikkate alınır. Aynı türden menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı alım satımından doğan zararlar takvim yılı aşılmamak kaydıyla izleyen dönemlerin tevkifat matrahından mahsup edilir. Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracının alış ve satış bedeli olarak işlem tarihindeki Yeni Türk Lirası karşılıkları esas alınarak tevkifat matrahı tespit edilir. Menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracının yabancı bir para cinsinden ihraç edilmiş olması halinde ise tevkifat matrahının tespitinde kur farkı dikkate alınmaz.” hükmü yer almaktadır.

 

Konu ile ilgili olarak 30/12/2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 257 Seri Numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin, “2.4.1. Alım-satım işlemlerinde tevkifat matrahı” başlıklı bölümünde,

 

“Alım-satım işlemlerinde tevkifat matrahı alış bedeli ile satış bedeli arasındaki tutar olacaktır. Alış ve satış işlemleri sırasında ödenen komisyonlar ile banka ve sigorta muameleleri vergisi tevkifat matrahının tespitinde dikkate alınacak olup, bu giderler dışında başkaca bir giderin tevkifat matrahının tespitinde indirim konusu yapılması söz konusu değildir

 

Tevkifat matrahının tespitinde aşağıda yapılan açıklamaların da dikkate alınması gerekmektedir.”,

 

“2.4.1.8. Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası araçları” başlıklı bölümünde;

 

“Dövize, altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracına ilişkin işlemlerde, tevkifat matrahının tespitinde alış ve satış bedeli olarak işlem tarihindeki Yeni Türk Lirası karşılıkları esas alınacaktır.”,

 

“2.4.1.9. Yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetler veya diğer sermaye piyasası araçları” başlıklı bölümünde de;

 

“Menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracının yabancı bir para cinsinden ihraç edilmiş olması halinde ise, tevkifat matrahının tespitinde kur farkı dikkate alınmayacaktır.

 

Kur olarak işlem anında kullanılan kur, böyle bir kurun bulunmadığı hallerde ise Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınacaktır.

 

Örnek:

 

Bay (A), (X) Bankası aracılığı ile 08.02.2006 ihraç tarihli, 3 yıl vadeli, 6 ayda bir kupon ödemeli döviz cinsinden Devlet tahvilinden 02.05.2006 tarihinde 100.000 $ tutarında alım yapmıştır.

 

Bay (A), söz konusu Devlet tahvilini 15.06.2006 tarihinde (X) Bankası aracılığı ile 101.000 $’a satmıştır.

 

Döviz olarak yapılan işlemlerde öncelikli olarak ilgili bankanın alım-satım tarihinde uyguladığı kur esas alınmakta olup, örneğimizde söz konusu kur, alım tarihinde 1.35 YTL, satım tarihinde ise 1.45 YTL olarak kabul edilmiştir.

 

Tevkifat matrahı tespit edilirken kur farkı dikkate alınmayacak, (X) Bankasınca Bay(A)’nın alım-satım kazancı olan (101.000 $ – 100.000 $=) 1.000 $’ın satış tarihindeki YTL karşılığı olan (1.000 $ x 1.45 =) 1.450 YTL üzerinden % 15 oranında tevkifat yapılacaktır.”

 

açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde; yabancı para cinsinden işlem gören yatırım fonu katılma belgelerinin bir gerçek kişi tarafından fona iadesi ya da üçüncü kişilere satışından elde edilen gelirlerde tevkifat matrahının tespitinde kur farkının dikkate alınmaması gerekmektedir.

 

Dolayısıyla, Şirketinizce tevkifat matrahının hesabında yabancı para cinsinden işlem gören katılma belgelerinin alış ve satış bedeli olarak işlem tarihindeki Türk Lirası karşılıklarının dikkate alınmaması, döviz olarak elde edilen kazancın (satış bedeli-alış bedeli) satış tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan tutar üzerinden tevkifat yapılması gerekmektedir.

 

Yatırım fonu katılma belgelerinin dövize, altına veya başka bir değere endeksli olarak işlem görmesi halinde ise bu katılma belgelerinin alım-satımına ilişkin işlemlerde tevkifat matrahının tespitinde alış ve satış bedeli olarak işlem tarihindeki Türk Lirası karşılıkları başka bir deyişle kur farkı dikkate alınacaktır.

 

Diğer taraftan, Sermaye Piyasası Kurulu ve ilgili diğer yasal düzenlemelere uygun olarak, toplam değerinin en az %80’i oranında yabancı para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapan fonlar ile unvanında “Döviz” ibaresi yer alan fon katılma belgelerinin pay grubu oluşturmak suretiyle TL nin yanında yabancı para cinsi üzerinden alım satımı yapılması halinde alım satımı yapılan pay gruplarının, yukarıda açıklanan esaslara göre vergilendirileceği tabidir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

 

 

 

 

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Doğru çözümler, doğru sonuçlar...

Taxen Bilgi Bankası ile sektör ve konu bazlı sorularınıza özel çözümler üretiyoruz.